9 Mayıs 2017 Salı

parmaklarım kaşındı

Yine sadece yazmak istediğim bir gün...Amaçsızca...Parmaklarımı kaşındırırcasına =)

öylesine bir şeylerden bahsetmek istiyorum.Belki yazı bittiğinde bir bütün olarak hiç bir şey ifade etmeyecek,belki edecek...Bilemiyorum şimdiden...Ama bir şeyler anlatacaktır elbet.

Bu aralar kendimi ve insanları daha iyi tanımaya başladığımı hissediyorum. Geçen yıllarda da aynı düşünceye sahip olduğum zamanlar olduğu için doğru olup olmadığını bilemiyorum henüz ama diğer zamankilerden daha farklı bir his sanki bu seferki...

Fikire saygının ne kadar önemli olduğunu anladım...Her ne kadar kimseyi kalıplara sokmadan,etiketlemeden,görünüşe göre yargılamadan yaşamaya çalışsam da bazı durumlarda bu hatalara ben de düşebiliyorum. Hala kafamdan tamamen silemediğim bir kalıplaşmış insan tipi var.
Yazınca ne kadar saçma olduğu daha belirginleşti sanki...kalıplaşmış insan tipi olur mu yahu? İnsan insandır işte...Farklı farklı ama aynı...Sadece insan...Neyse...O kafamdaki kalıp kişilerin aslında benimle ne kadar benzeyebileceklerini gördüm yakın zamanda...İnsanlar yine şaşırttı beni...Bu sefer olumlu anlamda...

Sonra başka insanlar gördüm...Benim çevremdeki insanlarla başkalarının çevresindeki insanlar arasında neden uçurum var diye düşündüm...
Baya düşündüm ama...Öyle böyle değil...
Ama aslında cevap çok basitmiş...Kendini ifade etmek...Yok! Kendini DOĞRU ve AÇIKCA ifade etmek...
Böylece kendini kaybetmiyorsun...Özünü ve benliğini...Değişebilecek kadar elastik ama prensiplerinden ödün vermeyen...Gerekirse prensiplerini değiştirip o yeni prensiplerinden ödün vermeden...
Bak arkadaşım...Sen beni tanımıyorsun ben de seni...Hiç bir zaman %100de tanıyamayacağız birbirimizi...O yüzden aramızda bir iletişim varsa eğer o ilişkiyi yalanla dolanla gereksiz kibarlıklarla ve aşırı düşünmekle berbat etmeyelim...Zaten %100 olamayacak ilişkiyi en azından %100'e en yakına getirmeye çalışalım ki ne sen benden ol ne ben senden...Ne sen zamanını harca ne ben...Ne sen kötü ol ne de ben...Hep iyi olalım...Hepimiz iyi olalım...

Küçüklüğümden beri öyle çooooook fazla özgüven sorunu yaşamadım...Göbüşümü sevmem mesela ama beni depresyona sokmadı ya da göbüşümü hayatımın merkez sorunu haline getirmedim...Ellerim erkek eli diye kendimi yemedim vs...Ama benim de kendimde değiştirmek istediğim şeyler ve özendiğim insanlar daha doğrusu özendiğim insanların hayatları oldu...Henüz yeterli olgunlukta değilim bu konularda...Ama geliştiriyorum kendimi zihnen...
Sosyal medya bu özenmelerimi ve minik özgüvensizliklerimi birazcık daha belirgin hale getirmede 1 numara...Çoğumuzun öyledir...Ay kız ne güzel,ay o makyaj ne güzel,ay bende keşke bilmem marka eye liner alabilsem,ay keşke bende bilmemnerede hayvan gibi büyük camlı otelde gözüme güneş vurarak uyanınca foto çekilsem,ay keşke bende bilmemneredeki mekanda o masada olsam...vesaire ve ve ve vesaire...
Doğrusu vardır...Ama sahte be kardeşim...Çoğu sahte...Ben de sahteyim...Ders çalışırken kafede çekip instgrama koyduğum o huzurlu,motive,lüks görünen fotoğraf varya...sahte! Ben kıçı kırık bi kafede en ucuz kahveyi satın alıp o kahveyi 3 saatte içip,bitirince de bardağını atmadan 3 saat daha oturmaya devam eden o kızım...O özendiğim hayata sahip olanlar da öyle...Aslında bilmemnerede bilmem kimle bilmemle içerken ki fotoğrafı sahte...Sen sanıyorsun ki o kız oraya o mükemmel makyajıyla o güzel kıyafetlerle o acayip insanlarla o lüks mekanda her gece o fotoğraflardan çekiyor...Oysaki o makyajı ev arkadaşından ödünç aldığı malzemelerle yaptı ya da bir ay aynı yemeğı yedi ama o malzemeyi aldı...Ama o insanla sadece tesadüfen karşılaştı ya da arkadaşının arkdaşının eniştesinin zübülüğü falan...O mekanda belki çalışıyor belki davet edildi,belki belki başka bişi işte...Adını duymadı daha önce oranın önünden bile geçemezdi...Ya da duyduysa da benim gibi bilmemkimin profiline özenirken duydu...O önündeki içkiyi sadece onunla bir gece hatta gece bile değil bir kaç dakika geçirmek isteyen bir adam ısmarladı...Onun o içki kadar değeri olduğunu düşünüp...Ya kısacası sahte be anam...O özendiğin kızlar varya...Hani seninle yaşıt ya da aranızda bir kaç yaş olan...Sen evde pazardan aldığın hello kittyli pijaman ve dağınık saçınla oturup profilini stalkladığın o kız var ya...Ben buradayken o neden orada diye sorguladığın o kız...Sahte işte...
SAHTE ANAM!



Sen de istesen sen de öyle olursun...Hergün makarna yer kalan paranla o mekanda bir içki alıp saatlerce oturursun birileriyle tanışıp ortam yapmak için...Ve sen de paylaşırsın o başkalarını özendirecek fotolardan...
Ama öyle olma işte...ben de öyle olmiyim...
Olmak istemiyorum zaten...
Ama sonra bir bakıyorum o sahte fotoğraflar gerçeğe dönüşmüş...Ben kendimden ödün vermiyim kendimi kaybetmiyim diye uğraşırken o sahte profiller haketmedikleri yerlere gelmişler...

E bu kadar çaba neden o zaman Senem? Biri bir gün anlar mı seni?