7 Haziran 2016 Salı

yazmak için yazmak


Üzerinde düşünülmeden "canım istedi" diyerek başladığım ve ne kadar devam ettireceğimi bilmediğim bir başlangıç daha...

Beni buna ne sürükledi?
Anlaşılmamak mı? Başımdan geçenler mi? Tecrübelerim mi? Aklımdan geçenler mi? Can sıkıntısı mı? Yapacak başka bir şeyim olmaması mı? Farkındalıklarım mı?
Cevaptan ben de emin değilim. Ama sonuç "bu"!

Bugün AnnyongChinguTR'nin 4. yıl dönümü. Evde yalnızım. Odamdaki ritülleşmiş sigara içme camımın başında sigara içerken "yazıcam" diye aklımdan geçirdim ve sigaram biter bitmez yazmaya başladım.

Şimdi yazarak neden "yazıcam" diye düşündüğümü bulmaya çalışacağım.

Günlerdir motivasyonsuzum. Bir kaç aydır çok yakın bir arkadaşımın " motivasyonun olmadığı yerde disiplin başlar" cümlesi işe yarıyordu. Ancak 3 günlüğüne o disiplin rutinimden çıkıp Bursa'ya gitmem her şeyi altüst etti. Akşamüstleri uyanıp, sabah 9'larda uyumaya başladım. Evvelsi gün 4.yıl videosunu hazırlamak için hiç uyumadım ve akşam normal bir saatte uyumuş oldum ve sabah erken uyandım. Mutlu oldum. Gizem'le Topkapı'daki yeni açılan Kore pastanesine gidecektik. Böylece evde olup mayışmayacaktım ve akşam eve döndüğümde diğer insanlar gibi vaktinde yatacaktım. Düzenimi tekrar yakalayacaktım. Çok erken kalktım. Sabah 6 gibiydi. Her uyandığımda yaptığım gibi telefonumu elime alıp son yüklenen videoları falan izledim. Sonra biri yatağıma tekme attı. O bir kaç saniye içinde deprem olduğunu anladım.Hemen twitter'a girdim ve gerçekten öyle olduğunu gördüm.
Bursa'da olmuş.

99 depreminde uyanmamış olmama rağmen hemen akabinde yaşadığım korku beni yıllarca etkilemişti. Dolabımın içinde aylarca gizlice hazırladığım deprem çantasına güvenerek uyuyabildim. Ancak içinde aslında gerekli olmayan fotoğraf albümü,günlük,bir kaç kıyafet gibi şeylerin bulunması ve annemin o çantayı farketmesi deprem çantası güvenimin sonu olmuştu. O zaman ergenlik çağının getirdiği isyancı yapım yüzünden annem evden kaçacağımı düşünmüştü. Deprem korkusunu değil.
Annemin içi rahat etsin diye o çantadan vazgeçtimve korkum zamanla azaldı. Azalmasında beni korkutacak büyüklükte depremler olmaması etkiliydi. Ancak her hissettiğim depremde 1-2 hafta huzursuzluk hissederim.

Bugün güne depremle başlamak benim için iyi olmadı yani. Uykuya alışmış bedenim bu tedirginliği uyuyarak atmak istedi. Uyudum ve her şey yoluna girdi. Bir süreliğine...

Saat 1'de Gizem'le buluşacaktık. O uyku sersemliği ile alarmı evden çıkmam gereken saat 12'ye kurmuşum. Uyandığımda Gizem "bomba momba başka yere gidelim" tarzında mesajlar atmıştı.
Hah dedim...Süper ya! En eski korkum ve en yeni korkum aynı günde ve güne başladığım zamanlarda...Haberlere baktım hemen tabi ki...Vezneciler'de bombalı saldırı. Aylarca oturduğum semtin şehir merkezine uzak olmasının rahatlıyla mahallemden dışarı çıkmayan ben, daha yeni yeni kendimce daha güvenli bulduğum yerlere gitmeye başlamışken neden böyle oluyor? Geçen haftada mezun dönemdaşlarımla Karaköy'de buluşacakken Tepebaşı'ndan bindiğim taksici de " ya 1 saat önce burda canlı bomba yakaladılar ondan trafik böyle kötü" diyince sakınan göze çöp batar diye düşünmüştüm. Gerçi sakınmayanalara da batıyor, o ayrı.

Neyse...Gizem'le yine kendimce daha güvenli olduğunu düşündüğüm Florya'ya gitmeye karar verdik. Semtimden çıkıp en yakın durak arasında otoban ve e-5 olduğu için otobüs yolucuklarım en az 1 saat sürer,trafik varsa daha çok...Ayrıca geç kalmaktan hoşlanmayan biri olarak -ki zaten uyuyakaldığım için sözleştiğim saat artık geçerli değil- trafik duruma baktım. Hem otoban hem e-5 tıkalıydı. Otobüs ise otobandan e-5'e çıkıyor. Böylece günün lanetli olduğunu düşünüp Gizem'le olan programımızı erteledik. En çok yapmak istediğim şey "yhaa her gün dışardayım daha ölmedim amk" diyen arkadaşlarıma "bak bugün çıkacaktım dışarı,Topkapı'ya gidecektim ama Vezneciler'de bombalı saldırı oldu.Ya uyuya kalmasaydım?" diye yazmaktı. Yazmadım. Umursamamazlıklara,mantıksız argümanlara tahammülüm kalmadı. En yakınlarım benle empati kurmayı reddedip,işi geyiğe ve abartıyorsuna getiriyorsa benim elimden gelebilecek en iyi şey olan ilişkileri bozmamaktır. Herkesi olduğu gibi kabul etme huyum bu durumlarda ağzıma sıçabiliyor.

Normalde Tv izlemem. En fazla bir şey yiyeceksem o süre zarfında bakınırım. Planı iptal ettikten sonra yine öyle oldu. Kahve yaptım, bir şeyler hazırlamaya üşendiğim için muz aldım ve hazır evde kimse yokken tv başına oturdum. Haberler ! Bomba,terör örgütleri,saldırılar,saçma sapan açıklamalar, terörü kınamalar,sanki normal zamanda saldırı yapmak daha normalmiş gibi Ramaza'da nasıl yaparlar gibi saçma saçma düşünceler...

Ben bir süre daha mümkün olduğunca bir yere gitmiyim diye düşünmeye başlayınca darlandım. Çevrem psikolojik olarak ciddi bir sorun olduğunu düşünüyor. Kabul ediyorum,normal değil kendini mahallene hapis etmek. Ama dışarı çıkınca sürekli tedirginlik yaşamak benim için daha iyi olmayacak ya da durduk yere ölmek...

Darlanınca odama geldim. Sigara içtiğim tek yere..Yaktım...Her zaman ki gibi müzik açtım...Alışkanlık oldu müzik olmadan evde sigara içemiyorum...Tadı çıkmıyor zıkkımın...Bıraksam aslında... Sigarayı içerken ülkeden gitme isteğimi aklımdan geçti,gidemeyişim,parasızlık,işsizlik,anlaşılamamak,video çekmem gerektiği ama canımın hiç bir şey yapmak istememesi,abimin hastalığı,o tamamen iyileşene kadar gitmek istememem ama bir an önce gitmek istemem, en kısa zamanda gitmezsem hiç gidemeyecekmişim gibi gelmesi,sigarayı bırakmak istemem,rejimi bozmuş olmam...Bunların hepsi tek bir sigara boyunca aklımdan geçti. En son aklımdan geçen şey ise şu an yazmama, "yazıcam" diye düşünmeye itti...o aklımdan geçen şey ise "2016 başladığından beri başıma pek bir şey gelmedi.Ama gelen şeylerin hiç biri de iyi şeyler değildi.Ve 2016'nın yarısı bitti bile."
Yeni yıla yalnız ve hasta girdim,1-2 ay abimin ağır üşütmesinin geçmemesiyle uğraştık,sonra aslında onun üşütme değil kanser olduğunu öğrendik.Tabi tüm bunlar olurken bir yerlerde sürekli bir saldırı oluyor. Kendimi zaten ders çalışmam lazım diyip eve kapattım. Hayatımda çalışmadığım kadar ders çalıştım. O ara master için bursa başvurdum. Ielts'e girdim. Topik'e girdim. Bursa başvurma süreci başlı başına bir sorundu. Değmedi...Alamadım bursu.Nedeni mezun olduğum üniversitenin dünya sıralamasında ilk 500'de olmaması. E zaten 2 tane Türk Üniversitesi var o listede.Onlar da 400 küsürlerde ve benim alanım yok. Sonra Topik'ten istediğim sonucu her zamanki gibi o kadar çalışmaya rağmen alamadım. Abimin gözümün önünde kemoterapinin etkisiyle hergün biraz daha hasta görünmesini izledim ve hala izliyorum. Sonra geçen hafta burada bir işe girip tecrübe kazanıp ondan sonra başka bir ülkeye gitmem için beni ikna etmeye çalışmasıyla tartışmamız geliyor. Galiba ilk kez abim beni anlamadı. Üstüne o gün çok halsizdi...Ama tartışmaya devam ettim. Zaten hassas.
Son cümlem "siz benim için üzülmeyin diye ben yapmak istediklerimden vazgeçmiycem" oldu.Evet vazgeçmiycem ama böyle de üzdüm galiba...

Offf...Abim hakkında yazana kadar rahatlamış gibiydim. Ama şimdi dahada darlandım. Yazarken bile kendime otosansür mu uygulamam lazım? Rahat rahat yazamıycak mıyım bile? Rahat rahat ne yapabiliyorum ki artık? Ne yapabiliyoruz?

Rahatları anlayamıyorum.
Şimdi korkuyorum bunları yayınlamaya...Ya abim okursa...ya üzülürse...üzülmeyelim. Lütfen!
Akıtmıycam o damlayı gözümden!

Ben bunları yazarken ailem pazardan döndü.Annem gelip 3-5 kere öptü beni. Güldüm şakalaştım...Başka ne yapabilirdim ki?

4 yorum:

  1. Abin için çok geçmiş olsun,inşallah en kısa sürede iyileşecektir, Allah şifa versin,ailene ve sana da sabır versin.yaşamak çoğu zaman zor ve stresli olabiliyor,bizim gibi ülkeler de bu maalesef daha da zor olabiliyor, hem ailevi hem işle/ işsizlikle hem de ülkesel politik sorunlar içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor ama her şeye rağmen direnmek, bi çözüm bulmak ve mücadele etmek lazım. İnsanın yapmak istedikleri şeyler ve koşullar çoğu zaman çatıştığı için kişi çoğunlukla çözüm bulamayabilirsiniz,o yüzden ulaşmak istediğimiz hedeflere hiç tahmin etmediğimiz yollardan gitmemiz gerekebilir. Güvenlik açısından kendini eve kapatmanı anlayabiliyorum ama adım adım evden çıkıp herşeye rağmen yaşamaya devam etmen lazım,belki abin içinde evde kalman gerekebiliyordur ama ona vereceğin en iyi şey gülümsemen ve mutlu olman olacaktır. Herşeye rağmen gülümse, umudunu ve yaşam enerjini hiç kaybetme. O sigarayı bırak ve yürüyüşe git. ( inşallah haddimi aşmamışımdır, ama ailevi sorunlarımız benzer olduğundan sana moral vermeye yardım etmeye kendimi mecbur hissettim) bir chingum olarak seni seviyorum, severek takip ediyorum. Senden haber ses alamayınca endişeleniyorum.

    YanıtlaSil
  2. Tüm yazılarını yayınlandığı gibi okumama rağmen bu yazıyı şimdiye bırakmamın gerçekten de bir nedeni varmış galiba. Vezneciler saldırısını yaşamış o saldırıyla yatağımdan kalkmış birisi olmam nedeniyle sanırım o an diğer insanların ne yaptığını ne hissettiğini gram olsun önemsememiştim, mesela sabahında deprem olduğunu fark etmemiştim. O gün diğer insanların da ne hissettiğini ne yaşadığını biraz tahmin edebilme şansım oldu sayende. Sadece söylemek istediğim bir şey var saat tam 12de 29c deydim sanırım maslağa gitmek için korkudan oluşan müthiş bi mide bulantısıyla birlikte o gün normalde bütüm için okula gidecektim ama olaydan sonra okul daha güvenlidir herhalde diye gitmiştim ama yine de bir kaç saat sonra ben veznecilere geri dönmüşken sen bu olayı dışarıdan görüp duyduğun için topkapıya gitmedin. Sanırım yaşamayınca dışarıdan bakınca daha çok korkuyor insan tahmin edemediği için. Mesela tüm arkadaşlarım evlerine dönerken inatla istanbulda kalmaya devam ettim çünkü eğer olaydan sonra dönseydim bi daha istanbula geri geleceğimden emin olamadım onun yerine 5 gün daha fazla kalarak iyi anılar biriktirip döndüm. Ama yine de o kadar lanet bir şey ki tüm yazıda dikkatimi abinden daha çok bu konuya verdim olmaması gereken bir şekilde. Umuyorum gerçekten olması gereken endişelerimizin olduğu her şeyin başı sağlık diyerek düşünceli olmaya çalıştığımız günlere geri dönebiliriz çünkü şu an her şeyin başı sağlık desem bile içimde bas bas bağırıyolar hayır güvenlik diye. Kendini güvende hissedemediğinde o yaşadığın paranoya tüm sağlık sorunlarını geride bıraktırıyormuş gibi hissettiriyor. Bunları neden yazdığımı gerçekten bilmiyorum sanırım bucket list indeki gibi benim de bir günlüğe ihtiyacım var :) Umarım olması gereken endişelerimizin olduğu o gün çabuk gelir. Kendine iyi bak her ne olursa olsun yaşamaya devam et .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "adsız" kişilerin önemini bir kez daha anladığım bir gün...
      teşekkür ederim , içtenlikle...

      Sil